PARTİ İÇİNDE LİNÇ KÜLTÜRÜNE HAYIR

Son günlerde bazı sahte kimlikli sosyal medya hesapları, partimizi içeriden yıpratma çabası içinde. 3-5 takipçisi olan bu takma isimli hesaplar, Zafer Partisi’ne zerre katkısı olmayan kişiler tarafından yönetiliyor ve her fırsatta partimizi karalamaya çalışıyorlar. Bu basit bir eleştiri değil, düpedüz linçtir. Üzülerek görüyoruz ki bazıları, "partiliyim" diyerek partiyi içeriden baltalamaya çalışıyor. Bunların önünü kesmek artık bir zorunluluktur. Çünkü bu şekilde hareket edenler, ne teşkilat yapısına ne de siyasi mücadelemize en küçük bir fayda sağlamıyorlar. Aksine, Zafer Partisi'ni dibe çekmek için uğraşıyorlar. Buna ne ben sessiz kalırım, ne de vicdan sahibi bir partili sessiz kalmalıdır. Tüm teşkilatlarımızı bu konuda dikkatli ve duyarlı olmaya davet ediyorum. Gerçek bir partili, Başka bir partiliyi sosyal medyada açıkça eleştirmez. Sorunu varsa yüz yüze konuşur, teşkilata gider, yapıcı yollarla çözüme ulaşır. Ama küfür, hakaret ve iftirayla yapılan her saldırı, sadece hedef alınan kişiye değil, doğrudan partimize zarar verir. Geçtiğimiz dönemde bazı spor başarılarını sadece tebrik ettiğim için linç kampanyalarına maruz kaldım. Halbuki orada Türk bayrağı dalgalanmış, İstiklal Marşı okunmuştur. Ben bu değerlere sahip çıkarken, bunu görmezden gelip bana saldıranlara, sessiz kalmamız mümkün değildir. Gazi ismini kullanarak, şehitlerimizin aziz hatırasını kendi nefretlerine kalkan yapan zihniyete de asla prim veremeyiz. Bu, ne insani ne vicdani ne de siyasi bir duruştur. Her partilimiz bu konuda sorumluluk taşımalı, linç kültürüne destek olanlar aramızdan ayıklamalıdır. Uyarıyorum: Partiyi içeriden çökertmeye çalışan bu linç anlayışıyla mücadele etmeden büyümemiz mümkün değildir. Partili, partiliye düşmanlık etmez. Omuz omuza, akılcı ve sağduyulu bir duruşla ilerlemeliyiz. Başka bir partide yapılmayanlar yapılmaktadır.